Bursa'nın Kestel ilçesine bağlı 721 yıllık tarihe sahip, kırsal Kozluören Mahallesi'nde 523 yıldır gerçekleştirilen gelenekle kadınlar 1 günlüğüne yönetimi ele geçirdi. Muhtarın eşi muhtarlığı, bakkalın eşi esnaflığı devralırken, erkekler ise mehter takımıyla mahalle sınırlarının dışına çıkarıldı. Yağlı güreş şenlikleriyle eğlenen erkeklerin, mahalleye girmemesi için de jandarma nöbet tuttu.
Bursa’nın Kestel ilçesine bağlı kırsal Kozluören Mahallesi'nde yapılan, geçmişi Osmanlı dönemlerine dayanan ve ‘Kadınların 1 günlük saltanatı’ olarak değerlendirilen, şenlikler bu yıl coşkulu şekilde kutlandı.
'Kozluören Yağlı Güreş ve Kadınlar Günü Pilav Şenliği' kapsamında sabah saatlerinde, çocuklar hariç tüm erkekleri, mehter takımı eşliğinde mahallenin dışına gönderen kadınlar, yönetimi ele geçirdi. Adet gereği yılda 1 gün, köy muhtarının hanımı eşinin yerine muhtarlık işlerine bakarken, azaların eşleri ise kadın muhtara yardımcı oluyor. Köyün temel gıda maddelerini karşılayan köy bakkalı ve kahvehaneyi ise bir günlüğüne kadınlar işletiyor.
Gün içinde kahvede oyun oynayan, salıncakta sallanan kadınlar, çeşitli illerden gelen kadınlara daha önceden hazırladıkları, etli bulgur pilavı ve ayran ikram etti. Akşam saatlerine kadar mahalleye girişleri yasak olan erkekler ise zamanlarını mahalle dışında düzenledikleri güreş şenliklerini izleyip, gelen davetlileri ağırlamakla geçirdi. 523'üncü kez düzenlenen etkinliklerde 15 yıldır güreş şenliklerinin yapılamadığını belirten Kozluören Mahalle Muhtarı Mehmet Çalışkan, "Bu sene Kestel Belediye Başkanımız Ferhat Erol'un verdiği destekle yağlı güreşlerin organizasyonunu tekrar gerçekleştirmiş olduk. Bizler saat 09.00'da köyden mehteranla beraber buraya hareket ettik. Kadınlarımıza bir günlüğüne idareyi vererek burada etkinliğe katıldık. Şu anda muhtarın eşi muhtar, azaların eşi aza, kahvecinin eşi kahveci, bakkalın eşi bakkal olmak üzere kadınlarımız da gelen misafirlerimize hizmet etmekte" dedi. Mahallenin Osmanlı köyü olduğunu belirten Çalışkan, "Abdal Mehmet Dede tarafından kurulmuş. Atalarımızdan geliyor, bu adetimiz. Savaş zamanında dedelerimiz savaşa gittiğinde köyde kadınlara idareyi verirlermiş. Onlar da savaşta ihtiyaç olan gıda malzemelerini temin ederlermiş. O şekilde bir gelenek oldu" diye konuştu. Muhtar eşinden sabah mazbatasını aldığını belirten Emine Çalışkan, "Dışarıdan insanlar geliyor. Eğlencemiz olacak, Kuran okunacak. Köy halkı ile el ele verip gerçekleştirdik. Sabah saatlerinde mazbatamı eşimden aldım. Ben muhtar oldum, kahvecinin hanımı kahveci oldu, bakkalın hanımı bakkal oldu. Yani her kadın eşinin işini devraldı. Eşlerimizi mehteranla uğurladık, jandarmamızı da köyün girişine diktik, 'Giremezsiniz' dedik. Saat 18.30'a kadar erkekleri köye almıyoruz. Erkeklerimiz köyün dışında yağlı güreşleri izliyor, biz de burada eğleniyoruz. Salıncak kurduk, sallanıyoruz, mevlidimiz var, mevlit okunacak, pilavlar yenecek sonrasında gençlerin eğlenmesi için müzik çalınacak" ifadelerini kullandı.